Kamu Kurum İskontosu Değişiklikleri ve İTS Stok Bildirimi
Değerli Meslektaşlarımız;
Yaklaşık 3000 kalem ilaca ilave %9,5 Kamu Kurum İskontosu uygulamasını düzenleyen Sağlık Uygulama Tebliği Değişikliği, 11.12.2010 tarih ve 27782 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Diğer yandan, Yunanistan sağlık otoritesi tarafından Eylül ayında ilan edilen referans fiyatları, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nün 10.12.2010 tarihindeki ilaç fiyat listelerine yansıtılmıştır. KKİ artışları 18.12.2010, referanstan kaynaklanan fiyat düşüşleri 20.12.2010 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Kamu kurum iskontosu artışından dolayı ortaya çıkacak olan stok zararlarının, depolar kanalıyla ilaç sanayi tarafından tam ve eksiksiz olarak karşılanması amacıyla meslektaşlarımızın 5 günlük süre içerisinde mal alım ve stok bildirimi yapması gerektiği, gerek Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü gerekse Türk Eczacılar Birliği tarafından resmi kanaldan duyurulmuştur.
Türk Eczacılar Birliği bu açıklaması ile geçmişte olmazsa olmaz olarak ifade ettiği stok düzeltme talebinden vazgeçtiğini gösteren bir tavır sergilemiş ve ciddi bir çelişkiye imza atmıştır. Öncelikle, 25 000 eczacıdan yapılması istenen mal alım ve stok bildirim işlemi , teknik olarak uygulanması mümkün olmayan ve sonucunda herhangi bir kazanım getirmekten uzak olan bir işlemdir. Türk Eczacılar Birliği’nin, henüz yayımlanmamış olan ve içeriği hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadığı bir kararnameye istinaden, meslektaşlarımızı mal alım ve stok bildirimine zorlaması ,meslek örgütü geleneğimizde yeri olmayan ve eşi benzeri görülmemiş bir tavır olarak değerlendirilmektedir.
Dağıtım kanallarının ve ilaç firmalarının içinde yer almadığı bir ilaç takip sisteminin eczacılara dayatılması, sistemin doğasına aykırıdır. Bu noktada asıl acı olan, bu dayatmanın, eczacıların meslek örgütü olan TEB tarafından gereksiz bir şekilde sahiplenilmesi ve ısrarla desteklenmesidir.
Bugün, stok zararlarından doğan farkların ödeneceği vaadiyle bizleri uçurumun kenarına sürüklemek isteyenlerin, bundan kısa bir süre önce de bizleri sözleşme ücreti karşılığında meslek örgütümüzden vazgeçirmeye çalıştıkları unutulmamalıdır.
TEB yöneticileri artık bir yol ayrımındadır, mesleklerinin ve meslektaşlarının yanında yer alma konusunda en kısa zamanda gerekli adımları atmaları hayati önem arzetmektedir. Sözün bittiği yer olarak değerlendirilebilecek bir noktada Eczacı Odalarına TEB tarafından elektronik ortam dışında herhangi bir bilgi akışının yapılmaması, mesleğimizin geleceğine ipotek koyulmaya çalışıldığı bu dönemde Başkanlar Danışma Kurulu toplantısı gerçekleştirilmemesi, Merkez Heyeti üyelerinin içinde bulunduğumuz durumun vehametini henüz kavrayamadıklarının açık bir göstergesidir.
Şu açıktır ki; ilaç firmaları ticari iskontoları kamuya yansıtma girişimlerine ve kamu ile beraber eczanelere karşı cephe oluşturma faaliyetlerine hızla devam etmektedirler. İlaç sektörünün önde gelen temsilcileri ile Kamu arasında imzalanan protokol bunun en açık göstergesidir.
Trabzon Eczacı Odası Yönetim Kurulu, göreve geldiği günden itibaren meslek örgütünün yanında olan, meslek örgütünün almış olduğu kararların arkasında duran ve kamuoyu önünde örgüt içi tartışmalara girmeyen bir tavır sergilemiştir. Yaşanan problemlerin, ciddi bir mesleki dayanışma ve birliktelik ile aşılabileceğini her fırsatta dile getirmeye çalışmış ve bu konuda gerekli hassasiyeti her düzeyde ortaya koymuştur. Ancak, gerek bugün itibariyle gelinen nokta gerekse bu süreçte yönetim bazında yaşananlar açıkça göstermektedir ki bu yapıcı tavrımız ve uzlaşmacı söylemlerimiz tam olarak algılanamamıştır. Gelinen noktada görülmektedir ki, TEB Merkez Heyeti tamamen tabanından ayrı hareket etmekte ve mesleki sorunlara çözüm üretme noktasında yetersiz kalmaktadır. Bugünden itibaren, Trabzon Eczacı Odası eczacılık mesleğinin varlığını sürdürebilmesi için inandığı değerler uğruna, doğru bildiği kulvarda, artan bir kararlılıkta mücadelesini sürdürecektir. Bizler, mesleğimizin olumsuz gidişatına her ne pahasına olursa olsun seyirci kalmayacağımızı tüm kamuoyuna bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Oluşan mevcut durumda Trabzon Eczacı Odası, eczane gerçekleri ile bağdaşmayan tepeden inme kararlar yerine, örgütün ve eczacının beklentilerine cevap verecek çözümler üretilmesinin gerekliliğini savunmaktadır.
Trabzon Eczacı Odası; Türk Eczacıları Birliği ve Sağlık Bakanlığı İEGM tarafından önerilen yöntemin KKİ artışından dolayı oluşan eczane stok zararlarının karşılanması açısından uygun bir yöntem olmadığı kanaatindedir. Zaten çalışmayan MEDULA ve İTS ile boğuşmakta olan eczacıların bir de stok bildirimi amacıyla aynı alt yapıyı kullanmaları makul bir çözüm değildir. İlaç Fiyat Kararnamesi ile yasal güvence altına alınmamış olan ve ilaç bildirimi sonucu uygulanacağı iddia edilen “zarar telafi yöntemi”nin gerçeklikle bağdaşmadığı açıkça ortadadır. Bugün itibariyle oluşan bu olumsuz tablonun tam ve kalıcı olarak ortadan kaldırılabilmesi, ilaç dağıtım kanallarının ve ilaç firmalarının tam anlamıyla ilaç takip sistemine dahil edilmesi ve eczanelere yönelik bir stok düzeltme hakkı tanınması ile mümkün olabilir. İvedi olarak, akla uygun ve uygulanabilir tek yöntem ise dağıtım kanalı çıkışlarına göre 45 günlük geriye yönelik yapılacak hesaplama ile eczane zararlarının karşılanmasıdır.
Kapalı kapılar ardında varılan mutabakatlarda verilen sözlerin bir anlam ifade etmediğini, yasal mevzuat ile güvence altına alınmamış taahhütlerin buz üzerine yazılmış yazı hükmünde olduğunu bir kez daha hatırlatmayı görev biliyor, üyelerimizi ve eczacı kamuoyunu tüm yükü eczacının sırtına yükleyen bu uygulama konusunda birlikte davranmaya davet ediyoruz.
Trabzon Eczacı Odası
Yönetim Kurulu